Ticaret savaşı, Donald Trump’ın başkanlık döneminin en tartışmalı konularından biri haline geldi. Çin ile olan gerginlikler, gümrük tarifeleri ve ticaret anlaşmaları derken, bu savaşın ABD ekonomisi üzerindeki etkileri giderek daha fazla tartışılmaya başlandı. Özellikle son dönemdeki ekonomik veriler ve kamuoyu yoklamaları, Trump’a olan desteğin azaldığını gösteriyor. Peki, bunun arkasındaki dinamikler neler? Ticaret savaşlarının ABD halkı üzerindeki etkilerini daha derinlemesine inceleyelim.
Trump’ın 2018’de başlattığı ticaret savaşı, gümrük tarifelerinin artmasına ve ticari ilişkilerin gerilmesine neden oldu. İlk olarak Çin'e uygulanan tarifeler, diğer ülkeleri de etkiledi ve birçok sektörde belirsizlik yarattı. Tarım, otomotiv ve teknoloji sektörleri gibi önemli sektörler, bu gerginliklerden doğrudan etkilendi. Tarımsal ürünlerin fiyatlarının düşmesi, çiftçilerin yaşadığı zorluklar ve otomotiv sektöründeki dalgalanmalar, Trump’ın seçmen kitlesinin önemli bir parçasını oluşturan işçi sınıfını derinden etkiledi. Öncelikle çiftçiler, gümrük tarifelerinin etkisiyle ürünlerini satmakta zorluk yaşamaya başladı. Bu durum, Trump’ın destekçilerinin güvenini sarsarak, onun gelecekteki seçimlerdeki fırsatlarını potansiyel olarak tehlikeye attı.
Son yapılan kamuoyu araştırmaları, Trump’ın ticaret savaşları nedeniyle halkın gözünde değer kaybettiğini ortaya koyuyor. Ekonomik sonuçların beklenenin aksine olumsuz etkiler yaratması, birçok Amerikalı’nın ekonomik durumunu sorgulamasına neden oldu. Örneğin, ABD'de yapılan bir anket, katılımcıların %60’ının ticaret savaşlarının ülke ekonomisine zarar verdiğini düşündüğünü gösterdi. Bu durum, Trump’ın takip eden mali raporlarındaki enflasyon oranları ve işsizlik verileriyle birleştiğinde, onun genel popülaritesini etkileyen bir unsur haline geldi. Özellikle işçi sınıfı ve tarım sektöründe çalışanlar, Trump’a dair duydukları inancı yitirmeye başladılar. Bu değişim, 2024 başkanlık seçimleri için büyük bir risk oluşturuyor, zira destekçi kitlesindeki bu azalma, Trump’ın seçilme şansını ciddi anlamda etkileyebilir.
Öte yandan, Trump’ın ticaret politikaları ve bu politikaların sonuçlarına dair eleştiriler, Demokrat Parti’nin de elini güçlendirmiş durumda. Demokratların ekonomik büyüme vaadi ve uluslararası ilişkilerde daha “diplomatik” bir tutum eğilimi, Trump’ın karşısındaki adayların kategorik olarak daha çekici görünmesini sağlıyor. Şimdiden 2024 seçimleri için başkan adayları rekabetine giren isimler, Trump’ın zayıflıklarını daha fazla ön plana çıkmak için fırsat kolluyor.
Sonuç olarak, ticaret savaşlarının Amerika'daki toplumsal ve ekonomik etkileri, Trump’a olan desteğin düşmesinin başlıca sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Şu anda belirsizlikler ve ekonomik zorluklar, ABD halkının gündeminde önemli bir yer kaplıyor. Özellikle orta sınıf ve işçi sınıfı, bu savaşların sonuçlarını doğrudan hissediyor. Bu koşullar altında, Trump’ın ulusal ve uluslararası arenada sürdürdüğü politikaları sorgulayan seslerin çoğalması kaçınılmaz hale geliyor. Önümüzdeki dönemde ABD halkının ekonomi konusundaki kaygılarının artarak devam etmesi, Trump’ın gelecekteki siyasi kariyerini de şekillendirecek bir faktör olacaktır.