Son yedi yıldır, İstanbul'un kalabalık sokaklarından Çanakkale'nin tarihi topraklarına uzanan bir yürüyüş, anılara dokunan, vatansever duyguları canlandıran bir geleneğe dönüşmüş durumda. Şehitleri anmak için gerçekleştirilen bu yürüyüş, sadece fiziksel bir aktarımdan öte, duygusal bir yolculuk olarak da değerlendiriliyor. Her yıl yüzlerce kişi, bu anlamlı yürüyüşe katılarak, geçmişlerini hafızalarında tazeliyor ve ülke sevgisini bir kez daha hissediyorlar.
Her yıl düzenlenen bu yürüyüş, sadece tarihsel bir hatıra değil, aynı zamanda sosyal bir bilincin pekişmesi için de büyük bir adım. Cemaatler, dernekler ve bireylerden oluşan katılımcılar, bu etkinlikle birlikte Türk milletinin tarihindeki önemli bir dönemi yeniden yaşatmakta. Yürüyüş esnasında yapılan etkinlikler ve anma programları, vatan sevgisinin pekişmesine büyük katkı sağlıyor. Katılımcılar, her adımda şehitlerin anısını yaşatıyor, geçmişe bir saygı duruşunda bulunuyor.
Yürüyüş boyunca yaşanan duygular, katılımcılar arasında derin bir bağ kurulmasını sağlıyor. Binlerce insan, aynı amaçla bir araya gelerek, cesareti ve fedakarlığı simgeleyen bu tarihin izlerini takip ediyor. Yürüyüş yapılan parkurlar, sadece fiziksel olarak değil; psikolojik olarak da katılımcıları yüceltiyor ve güçlendiriyor. Geçmişle bugün arasında bir köprü kurarak, genç nesillere tarih bilinci aşılamayı hedefliyor.
Katılımcıların gözlerindeki gurur ve coşku, şehitlere duyulan minnetin dışa vurumu olarak karşımıza çıkıyor. Her adımda, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesinin destanı yeniden dile getiriliyor. Çanakkale, sadece bir coğrafi yer değil, aynı zamanda bir ruhun, bir milletin direnişinin sembolü. Bu nedenle yürüyüş, katılımcılar için yalnızca fiziksel bir eylemden daha fazlası. Önlerindeki yol, tarih kitaplarında yer alan destanların yankılarını taşıyor.
Yürüyüşün sonunda düzenlenen anma programları, katılımcıları duygusal bir yükümlülük altına sokuyor. Şehit aileleriyle yapılan buluşmalar, sosyalleşmeyi ve dayanışmayı artırırken, şehitlerin aileleri de toplumun desteğini hissediyor. Onlar için bu tür etkinlikler, yalnız olmadıklarını gösteriyor, dertlerinin paylaşıldığını hissettiriyor.
Bu anlamlı yürüyüş, hem fiziksel hem de sosyal bir dönüşümün habercisi. Katılımcılar, yürüyüş boyunca tarihsel dokuyu hissettikçe, gelecek kuşaklara aktarılması gereken değerleri bir kez daha sorgulamakta ve hatırlatmaktadır. Gençlerin bu tür etkinliklere katılımı, onların kültürel ve sosyal kimliklerini pekiştiriyor, toplumsal bilincin gelişmesine katkı sağlıyor.
Son olarak, İstanbul'dan Çanakkale'ye yürüyüş sadece bir yolculuk değil, aynı zamanda bir birlikteliğin ve dayanışmanın sembolüdür. Her katılımcı, bu yürüyüşe kendi hikayesini, duygularını ve düşüncelerini katarak, çok daha anlamlı kılmakta ve bu muhteşem geleneği geleceğe taşımaktadır. 7 yıl boyunca süregelen bu anlamlı yolculuk, şehitleri anmanın ve vatan sevgisini yaymanın simgesi olarak kalmaya devam edecektir.